ilk huzur
Dün akşam üzeri yürüyüşe çıktım, 
Kanal kenarında yürüyordum. 
Hava aydınlıktı; 
geç değildi, ama neredeyse kimse yoktu etrafta. 
Hava ne sıcak ne de soğuktu. 
Kanalın suyu hafif salınımlıydı. 
O alan, o kadar büyük hissettirdi ki kendini. 
Durdum kanalın kenarında, bir değil iki kere — 
sabahında da durmuştum bir kere. 
Sanki ilk defa fark ettiğim bir güzelliğe bakıyorum. 
Sakin, huzurlu, rahatsız eden hiçbir şey yoktu. 
İçime çektim hepsini.
Hayatındaki ilk huzurlu anıydı: 
Onun olmayan topraklarda, 
bilmediği bir dilde konuşan, 
tanımadığı insanların arasında, 
bilmediği yollarda, 
yalnız başınaydı.
O kahveyi ilk defa içti. 
O rüzgârı ilk defa hissetti. 
O kokuları ilk defa aldı.
Vücuduna huzur ilk defa gelmişti.
21 yaşındaydı.