damlalar
Gerçeği olmayan para var.
Birimi gerçek, olmayan para var.
İbreti alan bilir.
Göz gördüğünü körden bilir.
Ver, verdikçe alıyorsun.
Sessizliğe uzak olan Allah’a yakın olabilir mi?
Sana senin için kızdım.
Siyahını beyazın içinde gördüm.
Sen öfkende kayboldun.
Ben öfke oldum.
Babasına baba oldu.
Onların sonuncusu.
Öfkesi ve sevgisi.
Karanlık ve aydınlık gibiydi.
Ayrı görünse de.
Birlikteydi.
Akmak istiyor bu gönül,
Bilmediğim bir yöne,
Yürümek istiyor bu gönül,
Bilmediğim bir yola,
Kaybolmamıştım bu kadar,
Kendimi bulduğumda,
Bir cebinden diğerine,
Akmak istiyor bu gönül.
Çaresizim yine.
Yönümü bulamadığımdan mı?
Yola yön ne gerek?
Kaybolduğumdan mı?
Kaybedene ne gerek?
Çare değilim artık.
Almayı bilmiyor bazı eller,
Borçlular,
Borçlu eller midir almaya bilmeyen?
Ödeyebileceklerini sanıyorlar,
Ne kadar da büyük bu eller.
Vermeyi bilmiyor bazı eller,
Hesapçılar,
Cömert eller midir vermeyi bilmeyen?
Alacaklarını sanıyorlar,
Ne kadar da cömert bu eller.
Birbirlerini tanıyorlar,
Tanımaz mı bir el diğerini,
Gerçeğe değdiğinde,
Ne yapacak elleri?
Bir bilgenin erdemleri,
Bir cahilin üzerinde,
Bir büyüğün kıyafetleri,
Bir çocuğun üzerinde.
Sırıtır.
Yaş akmak istiyor bu gözden,
Söz akmak istiyor bu gönülden.
Görürsün konuşanı,
Utanırsın konuşmaktan,
Yanlışa düşmekten,
Yanlışta olmaktan,
Acizin büyüklüğünden,
Utanırsın.
Öfkelendirmez seni artık,
Var olan vardır.
Var olmaya çalışmak,
Yok olanın derdidir.
Şaşar kalırsın,
Şaşı bakarsın,
Nasıl olur?
Göz bu kadar kör?
Kalp bu kadar katı.
Değerli değersiz,
Değersiz değerli,
Nasıl olur?
Korkarsın,
Yanlışa bu kadar yakın,
Doğruya o kadar uzak olmaktan.
Kim getirdi onları buraya?
Kim götürecek onları buradan?
Kalbim dayanmıyor,
Nasıl bu kadar kaybolabiliyor insan?
Perdenin önündeki göz,
Arkasındakiyle bir mi?
Perdeyi gören ile,
Perdeyle gören bir mi?
Doğru sabittir.
Ancak,
Gelecekte geçerli bir doğru yoktur.
Aynı durumlarda bile
Doğru değişebilir.
Sabit olan doğrunun kaynağıdır.
Bilmek kaynaktır,
Eski doğrular değil.
Her an, kendi doğrusunu içinde barındırır ve bu doğru o anın içindedir.
Yanlışları ile değil işim.
Ne farkı var görenin
Körlerin arasında.
Körden,
Görenlerin arasında.
Yıkamadığım inşaasını gördüm,
Gözlerimin önünde,
Canavarın doğuşunu izledim.
Geriye sardıklarımın,
Geleceği nasıl sardığını
Gördüm çıplak gözlerimle.
Birinden diğerini,
Bir hatıra,
Bir yara.
Elden ele,
Bir meşale.
Ne farkı var yalnızlığın,
Esarette ve özgürlükte.
Ne farkı var yalnızlığın,
Toplulukta ve bireysellikte.
Acımayacak mı sandın,
Seni acıtanı başkasında görmek?
Evcilliğinin vahşisi ile karşılaşmak?
Nasıl izleyebilirim boğulduklarını?
Bazı insanlar güneş gibi, yanlarında ısınıyorsun, rahatlıyorsun.
Bazı insanlar kış gibi, yanlarında üşüyorsun, kasılıyorsun.
Bırak.
Sen bozmadın,
Sen düzeltemezsin,
Bozmadığını,
Düzeltemezsin,
Çaresizliğin,
Gücsüzlüğün değil.
Bırak.
Sen onların çocuğusun, ancak çocuk değilsin.
Onlar seni doğurdular, baktılar,
Ancak sen onlara bakmak zorunda değilsin.
Sen onları doğurmadın.
Allah’a emanet et,
Allah’ın işini ne yapmaya ne de bozmaya gücün yeter.
Bırak.
I changed.
Is not a claim, but an observation.
İçime yazılan bir hikaye var.
Okuyabildiğim,
Ama seslendiremedğim.
Bir hikaye var,
İçime yazılan.
Sadece okumadığım,
Yaşamaya başladığım.
İnsanları bana temizleten doğruyu,
İnsanların ulaşamadığı yerde buldum.
Ya dua edersin ya beddua,
Ya şükür edersin ya küfür,
İkisi de sensin.
İkisinin de kaynağı sensin.
Bir insanın inanışını nasıl değiştirebilirim
derlerse,
söyle:
Başkasına su içirmekle senin susuzluğun geçecek mi?
Değer vermeyi bilmeyenler,
Eşya verir.
Değer almayı bilmeyenler,
Eşya ister.